<
önceki karpostal

Soma

>
sonraki karpostal

20131204MADENC__LER G__N__

 

Sevgili Toprak,

Hayatın rengarenk olsun diye sana “Başka Toprakların Renkleri”ni biriktirmek istedik ve bu koleksiyonu hayata geçirdik. Bu renkleri başka “Toprak”larla da paylaşmak istedik ve internet sitesini kurduk.

Oysa bugünlerde toprağın renkleri değil, karanlığı içinde ülkemiz…

2014 yılı Mayıs ayının 13ünde, Manisa’nın Soma ilçesinde bir madende bir yangın çıktı ve bu yangın hepimizi yaktı. “Milli yas ilan edildi, edilecek” safsatası gölgesinde tüm Türkiye yas tuttu.

Ama en büyük acıyı, en ağır yası elbette Soma ve Somalılar hissetti. Senin, hayatlarının renklerini paylaşmanı istediğimiz başka “Toprak”lar babalarını, gençler kızlar aşık olduğu delikanlıları, eşler kocalarını, analar evlatlarını ve tam 301 tane işçi, hayatlarını kaybettiler. Boğularak can verdi çoğu. 2014 yılında Türkiye’nin başbakanı olan adam çıktı, bu işin fıtratında ölüm var dedi. Utanmadan 1870 İngiltere’sini örnek gösterdi. Çalışma bakanı çıktı kusurumuz yok dedi… Yas tutan şehirde insanlara tekme atan, tokat atan, gösteri yaptı diye su sıkan, gaz atan bir devlet gördük…

Deşeledikçe ortaya çıktı ki, orada boğularak, yanarak, hayatını kaybeden, ya da arkadaşlarının, akrabalarının ölüleri üzerinden sürünmek zorunda kalarak hayatta kalan madencilerin hayatı kömürden ucuzmuş birilerinin gözünde. Ekonomik kalkınma için, yüzlerce kişinin boğularak ölmesi mubah görülüyor bazılarınca. Bu insanlar ölmeseydi bile hayat şartları, çalışma şartları öyle kötü ki… Aynı şartlarda madene girmek isteyen, çünkü borç ödemesi gereken, çocuğunu okutmak isteyen, evini geçindirmeye çalışan 10binlerce insan var ölenlerin yanı sıra… İzah edecek, elle tutacak bir yerini bulamıyorum… İçim acıyor.

İlk kez de olmuyor üstelik bu. İşin kötüsü, son kez olacağına dair de bir umudum yok şu an…

Bu sefer sana renkli rüyalar iletemedim oğlum, bu sefer karanlık gerçekler, havasız maden galerileri, sıra sıra ölüler ve bu ölülerin üzerine basan şerefsizler var toprağın karanlığında. Bunları başka dile ne yüzle çeviririm bilmiyorum… İçim acıyor, çünkü bu acımı bile anlamayacak kadar kör bir dolu insan var… Acıyı anlamayanlar var…

Sana bunları neden mi yazdım. Unutma diye. Sen büyüdüğünde eline fırsat geçerse, o fırsatı paradan yana değil, candan yana, hırstan yana değil şereften yana, güçten yana değil, vicdandan yana kullan diye bil istedim 2014 yılı Türkiye’sindeki bu rezaleti.

İçim de elvermiyor bu kadar karanlık bırakmayı bu sayfayı… Tüm bu karanlığın içinde, kömür madeninden çıkmış bir madencinin gözleri gibi ışıl ışıl parlayan, tertemiz şeyler de oldu… Ölebileceklerini bile bile bir an tereddüt etmeden arkadaşlarının yardımına koşan(ve bir kısmını ne yazık ki kaybettiğimiz) kahraman madenciler, haberi alır almaz Soma’ya akın eden kurtarma ekipleri, 17 saat ölümle boğuştuktan sonra, çizmemi çıkarayım, sedye kirlenmesin diye düşünmeyi akıl eden madenciler… Tüm Türkiye’nin bu acıyı derinden paylaşması… umudum da yok değil anlayacağın bu güzel ülke için. Umudum sizde… Umudum bizde Toprak…
[mapsmarker marker=”76″]

Paylaş


Diğer "Kartpostallar "


Eiffel Tower / Kulesi
Zanzibar
Lviv
Paros